8.01.2013

Tanios Kayası (Le Rocher de Tanios)


"Doğunun Limanları” kadar vurucu bir son, “Afrikalı Leo kadar geniş bir olay ve karakter örgüsü taşımasa da, bütün Amin Maalouf eserleri gibi sırf sadeliği ile kendine hayran bırakan bir yapıt “Tanios Kayası”...  
Yazarın Doğu Akdeniz konusundaki bilgi birikimi ve roman yazarı kimliğinin etkin gücü bu eseri zevkle okunur kılmaya yetiyor.

Tanios’un psikolojik açılımlarının, dağ olarak ifade edilen kitabın esas mekanının, yan karakterlerin ve köyün genel bakış açısının tasvirleri o kadar net ve belirleyici unsurlar kullanılarak ifadeye mazhar olmuş ki, kitabı okurken gözleri kapatıp hikaye ya da masal anlatan bir büyüğü dinliyormuş hissine kapılıyor insan. Bu doğallığın kazandırdığı bir başka güzel taraf ise kitabın içindeki iki kaynak, keşişin yazdığı "Dağ Tarihçesi" ve Nadir'in yazdığı "Katırcının Bilgeliği". Bir diğer deyişle, yazar, kitabı iki hayal unsuru kaynağın alıntıları eşliğinde bir başka ağızdan dile getirirken, rivayet kabul edilen ve masalsı bir eda kazanmış olayı sanki mecburen "yalınlığa" bağlı kalarak anlatmış durumu yaratıyor. Bir nevi, tarihsel bilgiler objektiviteye bağlı kalmak zorundadır anlayışı gibi.. Eserde abartının olmaması ve sadeliğin bu kadar etkilemesinin altında yatan temel nokta bu olsa gerek.

Yine diğer Maalouf eserleri gibi Doğu’nun mekanlarının içinde bir çeşit büyüye kapılıyor okuyucu. Lübnan’da bulunan dağdan tutun da, liman ve  Lagosa zihnimizde canlandırdığımız ak saçlı Tangos’un yanında diğer hayali ortamlar oluyor ve zaten akıcı olan eserde okuyucu da o gemiye binmiş, o kahveye gitmiş, Thamos’u tanımış, köy çeşmesini görmüş kadar heyecanlanıyor. Sadelikle örtüşen bu durumun nedeni, Maalouf’un tasvirlerinde aşırıya kaçmayan yanı ve her zaman tahayyül edilmesi için bıraktığı açık kapılardır. Kendisi okuyucuyu bu şekilde konuya bağlamayı oldukça seviyor.

Köydeki insanların genel psikolojileri ve tavırları, tarihsel bir metindeki kadar gerçekçi yansıtılmış. O dönemde din ve mezhep fark etmeksizin benzer "erkek-kadın" anlayışı, anlamsız farklılıkları, köy halkının bir şeyhe ya da büyüğüne gösterdiği sevgi, saygı, yalakalık, güven ve yaşam tercihi gibi topluluk içerisinde ortaya çıkacak temel öğelerin hepsine değiniliyor. Bu konular üzerinde belirgin ve sübjektif yorumlar yapılmıyor belki, hatta okuyucu eseri bitirip kritiğini yapmaya başladığında net bir biçimde bunları hatırlamıyor ama geniş kapsamda düşünüldüğünde köy ile ilgili her psikanaliz haline açık olduğunu hissediyor.

Velhasıl, bu eser her yönüyle yazarının çizgisini yansıtıyor. En iyi yapıtı değil belki ama onun yazım tarzını, eser oluştururken vazgeçilmez biçimde bağlı kaldığı sistemleri ve sadeliğinin etkileyiciliğini tecrübe etmek için biçilmiş kaftan.. Dolayısıyla, Amin Maalouf ile tanışmak isteyenler için son derece uygun olduğu söylenebilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder